6 Kasım 2009 Cuma

Bencil Olmalı İnsan

Hani bazen;

Evde kimse yokken içeri girer girmez televizyonu açarız ya da on dakikalık bir yolu yalnız yürüyeceğimizde hemen cep telefonunun tuşları o sırada aklımıza gelen birini aramak için kullanılır. Uyumak için yastığa başımıza koyduğumuzda bize müzik çalarımız eşlik eder dalana kadar, yahut duştayken bile müziğin sesi sonuna kadar açıktır.

Teknoloji ile öyle bir arkadaşımız olmuşuzki, hep yanımızda.

Teknoloji karşıtı değilim, müzikle de sorunum yok, cep telefonunu da çok sık kullanırım. Ama düşününce, "en son ne zaman tek başıma kaldım" diye soruyorum kendime.

İnsanlar neden kendi benlikleriyle başbaşa kalmaktan bu kadar korkuyor. En kötüsü ise bunu bilinçsiz bir şekilde yapmaları üstelik. Hangi gün kendimizi birazcık olsun düşünüyoruz? Nereden geldik, nereye gideceğiz diye soruyor muyuz artık kendimize? Gideceğimiz yere hangi yollardan gideceğimiz konusunda bir fikrimiz var mı yoksa o an nasıl hissediyorsak o şekilde mi hareket ediyoruz. Ben kimim? Nasıl bir insanım? Nasıl bir insan olmam gerekir?
Belkide bu sorularla başbaşa kalmamak için eve girdiğimiz anda televizyonu açıp zihnimizi uyuşturmaya devam etmek daha cazip geliyor. Herkes yalnızlıktan bahsediyor ama galiba asıl sorun insanın kendi benliğiyle başbaşa kalmaktan korkması.
Üstelik iyisiyle kötüsüyle hiç kimse kendini günde beş dakika bile düşünmüyor artık.
Hiç bir sebep yokken içimizin derinliklerindeki sıkıntının kaynağı ne? Kendi içimize dönmeyeli gereğinden fazla uzun zaman olmadı mı?

Yunus Emre demiş ki; Beni bende demen ben bende değilim, Bir ben vardır bende benden içeri.
Dünya'nın belki en mütevazi insanlarından biri olan bu tasavvuf ehli aynı cümlede yedi kere "ben" diyor. Ne güzel, ne müthiş bir bencillik'tir bu.

Bende bu denli bencil olabilsem!
Yalnızlığı sevmiyorum diye avutmuşun kendini, kendinle başbaşa kalmaktan korkuyorsun.
İmza:Ben